2 Eylül 2009 Çarşamba

Konu Dışı...



18 Aralık 2009…Aradaki yaklaşık 4 aylık süreyi yok sayarak bekliyoruz bu tarihi.İple çekiyoruz hatta.Neden mi?Çünkü o gün sinema tarihinin en yüksek bütçeli filmi dahi bir yönetmenin imzasıyla giriyor vizyona.Spielberg’le beraber sinemaya adeta çağ atlatan iki yönetmenden birisi bence James Cameron.Çağ atlatmakla kalmayıp biz sinemaseverlere de seyirlik mükemmel işler çıkarmış birisi.Yönetmenlik kariyerinin başında denebilecek bir zamanda 1984 yapımı “Terminator” ile dikkatleri fazlasıyla üstüne çekmiş birisi.Daha sonra “Aliens” ‘la yeteneğini gözler önüne seren ve “devam filmlerinden cacık olmaz” mantığını silip süpüren “Terminator 2:Judgement Day” ile de patlama yapan birisi.Bu müthiş filmleri geçtik,birçok insanın “Titanic” deyince aklına gelen birisi…

İşte bu “birisi” sözünü ettiğimiz “Titanic” filminden beri geçmemişti bir daha kamera karşısına.Yaklaşık 12 yıllık bir süreden söz ediyorum burada.Dedikodular da aldı başını yürüdü tabi.Kimi edindiği başarıları kendisine maddi ve manevi açıdan yeterli görüp erkenden emekli olduğunu,kimi de stüdyoların yönetmene iş vermemesiydi.Pek üstünde durulmadı bu haberlerin zira okuyucu da anlamıştı büyük bir şeylerin geldiğinin.Oscarlı yönetmen aradan geçen yılların ardından “AVATAR” adlı projesiyle geliyor beyazperdeye.Hem de ne proje…

Daha şimdiden sinemada çığır açacak bir film gözüyle bakılıyor filme.Bunun belli sebepleri var tabi.En başlıcası da sanırım filmi James Cameron’un yönetmesi.Ama asıl bu düşüncenin yayılmasına sebep olan yönetmenin bu filme son 10 yıldır hazırlanıyor oluşu.Evet tam 10 yıl.Aradan geçen zaman bu denli büyük,yönetmen bu denli büyük ve bütçe de bu denli büyük olunca beklenti de şimdiden çok büyük oldu doğal olarak.James Cameron da bu beklentilerin farkında olacak ki,Dünya’nın birçok ülkesinde 15 dakikalık bir ön gösterim gerçekleştirildi.Herkese değil tabi,sadece şanslı insanlar için.Geri kalanlar da fragmanla yetindiler.İzledim fragmanı,o iki dakikada şunu gayet iyi anladım ki sinema tarihinin görsel açıdan en iyi filmi olmaya aday bir film Avatar.Zaten Cameron da görselliğe odaklanmış fragmanda filmin konusundan çok.Filmin en çok bu yönüyle etki bırakacağı şimdiden belli.

Ön gösterim için gelen tepkiler de çok olumlu ve görselliğin müthiş olduğu yönünde.

Büyük bütçe dedik ya,yalnızca büyük değil gelmiş geçmiş en büyük film bütçesine sahip bir film Avatar.Teknoloji tavan yapmış durumda filmde,kolay değil yepyeni bir ekosistem oluşturmuşlar.3D olarak izlenecek bir film zaten ama en büyük olayı gerçek performanslarla CGI performanslarını bir arada etkili bir şekilde kullanabilmesi olacak sanırım filmin.Yani bir nevi animasyonla gerçeği karıştırıyorlar.Ama bu animasyon dediğimizde yakın zamanda aynı teknikle çekilen “Beowulf” gelmesin gözünüzün önüne.Fragmandan da,mini gösterimden de anlaşılacağı gibi Beowulf’tan kat kat kaliteli bir görsellik var.Yeni teknolojiyle devrim yaratmaya hazırlanan filmde bazen animasyonla gerçeği ayırt edemeyebilirsiniz.Zaten Cameron’un 10 yıldır hazırlanmasının en büyük nedeni de bu teknolojiyi beklemesi.

Filmin konusu hakkında gelen bilgiler de iştahımızı kabartıyor.22. yüzyılda, insanlar Pandora adında bir gezegen keşfeder.Gezegendeki madenlerden yararlanmak için de yerli halka yani Na’vi’lere savaş açarlar.Ve sakat bir asker olan Jake Sully’i de yerli halk kılığına sokarak aralarına karıştırırlar.Amaç bilgi toplamaktır.Ama kısa zamanda Jake halkla yakınlık kurar ve Na’vilerle beraber insanlara karşı savaşır.Tabi bunlar bize sızan bilgiler.Filmde daha birçok olayın ve alt konunun da yer alacağına eminim.Bir de yerli halk olan Na’viler de bizden bir hayli farklılar.Mavi tenli ve yaklaşık 3 metre boyundalar ama şaşırtıcı biçimde vücut yapıları insana benziyor.İşte o yüzyılda gelişen teknolojiyle beraber böyle bir bedene sokuluyor Jake Sully.

Oyuncu kadrosu da bir hayli zengin.Jake Sully rolünde,son Terminatör filminden hatırlayacağımız Sam Worthington başı çekiyor.Ona Sigourney Weaver,Zoe Saldana,Michelle Rodriguez ve Giovanni Ribisi eşlik ediyor.Yönetmen de James Cameron olunca bizleri bir bekleyiştir aldı artık.Çok az filme çıktığı gün gitmişimdir,ki bana göre yakın zamanda çekilen en iyi film – daha doğrusu üçleme – olan Yüzüklerin Efendisi’ne bile gitmedim.Ama 18 Ağustos’ta işimi gücümü bırakıp bu filme giderim.Tabi yer bulursam…


Ama sinema bazında da tamamen bu filme odaklanmış değiliz.Yabancı filmler için öyle belki,ama bu sene çıkacak yerli filmlerde de merakla beklenecek bir film var.Komik adam Cem Yılmaz 4. filmi “Yahşi Batı” ’nın çekimlerine başladı.İşin içinde Cem Yılmaz olunca komedi gene tavan yapacak gibi.Ama bir Recep İvedik komedisiyle Cem Yılmaz komedisi arasında da çok fark var bana sorarsanız.Biri vücut dili ağırlıklı diğeri de konuşma dili.Hangisinin daha yaratıcı ve değerli olduğunu söylememe gerek yok heralde.Bu nedenle hep daha çok sevmişimdir Cem Yılmaz’ı,ortaya çıkaracağı işin de gene izleyiciyi kırıp geçireceğine şüphem yok açıkçası.

Hiç yorum yok: