14 Eylül 2009 Pazartesi

KİMback= Comeback



Blogumuzda tenise fazla yer vermiyorduk, bir yazı yazayım dedim bu yüzden naçizane..

Comeback kelimesi, İngiliz ve Amerikalılar tarafından özellikle spor müsabakalrında kullanılan bir tabirdir.. Tam manasıyla geri dönüş demektir..Tıpkı Galatasaray ın Real Madrid karşısında 2-0 dan 3-2 ye gelmesi, Feener'in Cimbomu 3-0 dan 4-3 yenmesi gibi olaylara ''comeback'' kelimesiyle yorumlamaya bayılırlar..Örneğin son Avrupa Futbol Şampiyonası'nda ''The King of comeback''-Geridönüşün kralı- ünvanını uygun görmüştü The Sun gazetesi A Mill Futbol Takımımıza..
Şimdi bu başlığı kullanmamın sebeiyle birlikte bir Amerika Açık değerlendirmesi yapayım..
5 Grand Slam den biri olan Amerika Açık Tenis Turnuvası'nın bayanlar maçlarına, Ivanoviç ilk turda veda ederek ilk süprizi yaşattı tenisseverlere ardından onu Jelena Jankovic, Venus Williams, Dementieva, Kuznetsova, 1numaralı seri başı (!) Dinara Safina gibi önemli isimler izledi.. Bir genç çıktı bu boşlukta ortaya Amerikalı (fransız kökenli) Melanie Oudin..18 i daha doldurmamıştı en son maçını oynadığında... Bir diğer isim ise Belçikalı Wickmayer di bu iki ismin bu derece ilerlemesi beklenmiyordu..Bunun dışında yarı final gören Serena bu turnuvanın en büyük favorisiydi otoritelere göre.. Ve yukarıda belirttiğim favorilerin elenmesiyle eleğin üstünde kalan, formda Danimarkalı Caroline Wozniacki bir anda kendini finalde buluverdi..
Ama içlerinde bir isim vardı ki benimde çok sempati duyduğum(zaten o yüzden yazasım geldi) Belçikalı Kim Clijsters. Bu kadın taa 2003 lerden beri benim dikkatimi çekmişti o dönemler Justin Henin le çekişir fakat hep kaybederdi.. Daha sonra başı bağlandı çoluk çocuk sahibi oldu ve bunun sonucunda tenisi bırakma kararı aldı Kim Clijsters.. Döneli 1 sene olmadı Belçikalı raketin, Amerika Açık öncesi sadece iki turnuva oynamış(ilk GrandSlam i olacaktı Amerika Açık) tamhazır değildi Kim Clijsters..
Önce Kutuzova ile başlayan seri, Venus Williams gibi önemli isimlerle devam etti..Ve yarı finale geldiğinde karşısındaki favori Serena Williams'tı..Hiç alışık olmadığımız bir şekilde efendiliği ile bilinen elit bir spor olan tenisin çirkin yüzü olduğunu(gerçi bence yok ama) Serena Williams bize itiraz şekliyle gösterdi.. Kritik çizgi kararını veren Çinli teyzeyi parçalayacaktı bizim Serena resmen neyse.. Kim Clijsters bu olaylı maçı da aldı ve finalde Caroline Wozniacki nin rakibi oldu.
Ve finalde beklediğim gibi(!) 2-0 aldı..
Ya bana kalırsa bunun tek bir açıklaması var.. Gözlemlediğim kadarıyla Bayan tenisinde farkı yaratan ne kondisyon ne de fizksel dayanıklılık falan.. Tenise gerçek anlamda yetenği olan ve sahayı base line dan fileye kadar iyi okuyabilen ve kullanabilen bir bayan tenisçi setlerde 2 ye gelenin kazandığı bir müsabakada başarılı olamaması için hiçbir sebeğ göremiyorum.. Nitekim Kim Clijsters in tam ısınmadan bu turnuvayı kazanmasının bence tek açıklaması oydu.. Vuruşlarının yönleri,şiddeti, rallilerdeki ustalığı onu bu turnuvanın galibi yapmaya yetti...
3 turnuvanın ardından böyle bir başarı elde etmesi onun ayak seslerinin yükseldiğinin anlamı olabilir bence.. Bundan önce kazandığı tek Grand Slam olan Amerika Açık 'ı bir kez daha kazanması ise ayrı bir tesadüf.. Ama bu onun 'COMEback'inin bir parçası mutlaka devamı gelecektir bu tenis zekasıyla..

Hiç yorum yok: